Turizm taşımacılık sektörünün ortak sorunları
2013 yılı turizm sezonu açıldı ilk işaretler gayet olumlu Paskalya döneminde oldukça yoğun geçtiğini
meslektaşlarımdan örgenmiş bulunuyorum. İstanbul, 2013 yılının ilk çeyreğinde 1 milyon 987 bin yabancı turisti ağırlayarak; geçen yılın ilk üç aylık dönemine göre, uluslararası turist varışlarında %23,8 oranında büyüme yakaladı. Kente sadece Mart ayında gelen ziyaretçilerin sayısı ise bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 27 oranında artarak 838 bin olarak gerçekleşti.
Türk turizm endüstrisi açısından sevindirici bir gelişme.
Yurdumuza gelen ziyaretçi sayısındaki artışın değerlendirilmesine taşımacılar açısından bakıldığında atıl kapasitenin eritilmesi açısından önemli buluyorum.
Atıl kapasitenin eritilmesi, sektörde verimliliğin ve doluluğun sağlanması açısından son derece önemli bir gelişme olarak görüyorum.
İnşallah bu artış sezon sonuna kadar devam eder.
Turizm taşımacıları olarak bu olumlu gelişmenin yanında sorunlarımız da devam ediyor.
Bu sorunların bir kısmı geçmişten gelen alışkanlıklarımız devam ettirmemizden kaynaklanıyor.
Bizim sektör kadar Seyahat acentelerini düşünen hiçbir kimse yok.
Havacılar, Otelciler, Restorancılar, Deniz gezi tekneleri, rehberler istedikleri fiyatı alabiliyorlar.
Taşımacıya gelince biz birbirimizle rekabet etmekten istediğimizi alamıyoruz.
Burada en önemli düşünce yanlışı iş kaybedeceğiz korkusuyla taşıma maliyetine uygun fiyat talep edemememiz hatta fiyatları düşürmemizdir.
Tüm bu olumsuzlukları körükleyen atıl kapasitedir.
Atıl kapasitenin olmasından ve bunun getirdiği fiyat rekabeti nedeniyle işletme maliyetlerinin sürekli artmasına rağmen taşıma fiyatlarının artmaması sektörümüzün en önemli sorunudur.
Sektörde atıl kapasite olmasına rağmen yeni araç yatırımlarını teşvik edici kararların alınması da önemli bir sorun olarak görülmektedir.
D2 Yetki belgesinde yaş sınırı olmamasına rağmen bizler 10 yaştan yaşlı taşıt çalıştıramıyoruz.
Yetki belgesine kayıt edemiyoruz. Turizm taşımacılığında araç yenileme yaşı beşe düşmüş durumda
Bu durum sektörümüzün düzenleyicisi durumunda olan Bakanlığımız tarafından göz ardı edilmektedir.
Ulaşım politikalarına bir bütün olarak bakılmadığından, kara, deniz ve hava taşımalarının birbiriyle rekabet eden değil birbirlerini tamamlayan olması gerektiği ifade edilmekte, düzenlemeler yapılmakta Entegre taşımacılık genelgesi vb gibi altı doldurulmamakta yerel yönetimlerle Belediyelerle, İl Trafik Komisyonlarıyla UKOME ler le taşımacı karşı karşıya getirilmektedir.
Taşımacı şunu sormaktadır.
Bakanlık bana Yetki belgesi vermiş Belediyeden izin alma zorunluluğu neden gerekli?
Eski ve Yeni yapılan hava limanlarında Deniz İskelelerinde, Tren garlarında, Turizm ve grup taşımaları için Entegre taşımacılık için otobüslerin kısa ve uzun süreli park edebilecekleri park alanları ve yolcularını alabilecekleri yolcu peronları maalesef yok.
Olanlar ise ya başka kuruluş ve kurumlar tarafından işgal edilmiş veya tahsisi edilmiş peki bütünleşmiş taşımacılık sorunsuz olarak bu noktalardan nasıl yapılacak?
Şehir içi izin belgen varmı? Burada duramazsın, otelden yolcu alacağım, alamazsın!
Tur at gel.
Trafiği engelliyorsun!
Buradan yolcu alamazsın, bu peron otobüslere ait değil, şehir içine giremezsin, bu bölgede park edemezsin,
Nerede park edelim?
Ben bilmem nereye gidersen git!
Bana mı sordun gelirken?
Taşımacının şoförlerin yolcu almaya gittikleri her yerde karşılaştığı sorular ve muhataplarından
aldıkları cevaplar bunlardır.
Otopark yok!
Kısa süreli bekleme alanı cep yok!
Yolcu indirme, bindirme peronu yok!
Şoför ne yapsın?
Şoför Trafik Polisiyle karşı karşıya bırakılıyor.
Peki, çözümü ne?
Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı’nın, Yerel yönetimlerin, Büyükşehir Belediyelerinin bu soruna acilen çözüm üretmeleridir.
Yolcu taşımacılığı açısından mevcut ve yapılacak olan Hava ve Deniz Limanlarında, Tren garlarında, İndirme, bindirme ve parklanma alanlarının entegre taşıma modeline uygun hale getirilmesi önem arz etmektedir. Birbirini tamamlayan yolcu taşıma planlanmasının doğru yapılması alt yapının uygun olmasıyla mümkün olabilecektir.
Bu nedenle turistik bölge ve şehirlerde turizm otobüslerine tahsis edilecek otopark alanlarının yapılması, başta Atatürk Hava Limanı olmak üzere Yurt genelinde hava ve deniz limanlarında, alt yapıların turizm ve grup taşımasına uygun hale getirilmesi önem arz etmektedir.
Bu tesislerin acilen entegre taşımacılık modeline uygun hale getirilmesi önem arz etmektedir.
Bu düzenlemeler acilen yapılmaz ise hizmetlerin aksayacağından endişeliyim.
Nusret ERTÜRK