Trafik Sigortaları
Zorunlu Trafik Sigortaları
Karayolu Zorunlu Trafik Sigortalarına tavan fiyatı getirilmesi yle birlikte 2016 Yılında poliçe bedellerindeki fahiş, prim artışları son günlerde sektörün gündemini de.
2918 Sayıla Karayolları Trafik Kanununun 85 inci maddesinde bir aracın işletilmesi sırasında meydana gelecek bedeni ve maddi zararlardan motorlu aracına işleteninin ve bağlı olduğu teşebbüsün, sahibinin doğan zararlardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olacağı açıklanmıştır.
İşletenlerin bu sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası yaptırmaları zorunlu tutulmuştur.
Bu kanun gereği karayolunda seyreden tüm motorlu kara taşıtları” Zorunlu Trafik Sigortası” yaptırmak
zorundadır.
Ülkemizde yaklaşık 20 milyon araç sahibini ilgilendiren bir konuda, tüketici dernekleri, sivil toplum örgütleri sektörel dernek ve federasyonlar tepkilerini dile getirince, Trafik sigortası yapan şirketlerin temsilcileri, gazetelere tv çıkarak ard arda beyanatlar veriyorlar.
Son 10 yılda şirketlerin zorunlu trafik sigortalarından havuzun, dolayısıyla, şirketlerin 7 Milyar Lira zarar ettiğini sadece 2015 yılında zararın 2 Milyon lirayı bulduğunu belirterek, bu durumun sürdürülebilir olmadığını söyleyerek bu durumun devam etmesi halinde trafik sigortası yapan şirketlerin varlığını sürdüremeyeceklerini ayrıca belirtiyorlar.
Kendileri açısından haklılıklarını dile getirip ağlayıp sızlanıyor, açıkçası bu zamlar yetmiyor bu poliçe bedelleri de bizi kurtarmıyor tekrar zam yapılsın demeye getiriyorlar.
Primler Neden artıyor? Neden bu kadar fahiş rakamlar çıktı sorusuna verdikleri cevaplar;
Ölümlü kazaların sayısı artıyor.
Bu bilgi yanlış son 10 yılda İstatistikler kazaların azaldığı yönde.
Trafik kazlarının önlenmesi ve azaltılmasıyla ilgili birçok çalışma var. Trafik kazalarının azaltılması sigorta şirketlerinin de menfaatine. Merak ediyorum! sigorta şirketleri ülkemizde trafik kazalarını önlenmesi konusunda ne gibi bir girişimde bulundular, hangi kampanya ya önayak oldular, destek ve sponsor oldular?
Vefat tazminatlarının hesaplanmasında standart olmadığından farklı yargı kararları nedeniyle tazminatlar arttı.
Türkiye bir hukuk devletidir, yargı kararlarına her kişi ve kurum uymak zorundadır.
Mahkemeler sigortacıların lehine mi karar vermesi gerekiyor. Böyle bir zorunluluk mu var?
Şirketler 100 Liralık prime karşı 130 Lira tazminat ödüyor.
Aktüer hesap çalıştırılıyor, ölüm tazminatların poliçede yazılan rakamı ödediğini kimse iddia edemez hatta ispatlayamaz. Maddi hasarlı kazalarda uzman incelemesi raporu geçerli ben bu güne kadar eksperin araç sahibi lehine bir tespit yaptığını görmedim.
Yetkili servis ve orijinal parça takılması zorunluluğunu bile kendi lehine kullanıyorsunuz.
5 yaştan yaşlı araçlarda resmen kaldırdınız.
Mahkemelerin kusurlu sürücünün yol açtığı kazalara da tazminat ödenmesi ve emsal teşkil etmesi, maliyetleri arttırdı.
Hukuk ve Yasaların getirdiği bir haktır. Genelleme yapılamaz, bu yönde alınmış yargı kararları yüz binde biri bile geçmez. Tazminat ödeseniz bile Kusurlu sürücüye veya sorumlu kişiye sorumluluğu nispetinde rücü ediyorsunuz.
Sigorta ve Trafik kazalarındaki zaman aşımı süresi 10 yıl olduğundan yargının farklı kararlar vermesi
şirketler primini alamadıkları poliçeler için tazminat ödüyor.
Tazminat hukuku ve Trafik kanununda açıkça bu süre belirlenmiştir. Yoruma gerek yoktur.
Döviz artışı nedeniyle parça fiyatları arttı.
TL nın Döviz fiyatları karşısında, stabil olduğu veya düştüğü dönemlerde prim fiyatlarını düşürdüler mi? Hazine Müsteşarlığına primleri düşürelim diye bir talepleri oldu mu? Bu yıl prim artışı talebi yapmayalım dendi mi?
Araçlarda oluşan hasar nedeniyle oluşan değer kaybı sigortadan ödenmeye başlandı.
Bu tip talepler AB müktesebatı ve uygulamalarıyla değer kaybı nın sigortadan alınabileceğini örgendik ve ülkemizde uygulamaya girdi.
Ülkemizin vatandaşının ne eksiği var, Biz primini ödüyorsak kapsam içindeyse ödenecek.
Mazeret gösterilemez. Uygulama başlamadan önce bu tartışmalar yapılacaktı.
Değer kaybı tüm tazminat hukukunda varken neden trafik sigortalarında olmasın.
Değer kaybı bedelinin alınması, sigorta şirketleri tarafından ödenmesi o kadar kolay mı?
2016 Model aracıma hasar durumunda yetkili servis ve orijinal parça takılmasını önüne engeller getirirken, hasar nedeniyle değer kaybını nasıl alabileceğiz.
Gene Mahkemelere gidilecek!
Asgari ücretin arması ödeyeceğimiz tazminat miktarlarını arttıracak!
İnsan hayatının bedeli 310 Bin lira ile ölçülemez.
Trafik kazası sonucunda vefat halinde geride kalanlara destek olarak ödenen bu para böyle gayri ahlaki ve etik olmayan gerekçelerle dile gerilmemelidir. Bu paranın tamamı ödense yüreğim yanmayacak.
El insaf? Biz Hazine müsteşarlığına zorunlu trafik sigorta poliçe bedelleri çok yüksek düşülmelidir diye talepte bulunurken başımız gelene bak.
Şu yukarıda belirttiğiniz gerekçelerinizde tüketici lehine bir talep varmı?
Ödememek için bin bir mazeret çıkarıyorsunuz.
Vatandaş ta mağduriyetinin ve maddi hasarını karşılığını almak için uğraşacak gerekirse dava açacak.
Yasal haklarını kullanacak.
Araç sahipleri bu poliçe bedellerini ödemekte zorlanırken, 3,8 Milyon aracın sigorta yaptırmaktan kaçındığı ve bu rakamın süratle artacağı da öngörülen bir ortamda daha ne ağlanıp sızlanıyorsunuz?
Son on yılda her sigorta mevzusu açılsa karşımıza havuz zarar ediyor bu durum sürdürülemez deniliyordu.
Gene aynı terane; Poliçe prim artışı %70 hatta %100 ödenecek tazminat bedellerine bakıyorsun
artış %10 Bu adalet mi? Geçen yıl ölüm halinde ödenecek tazminat miktarı 275 Bin Lira Bu yıl 2016 yılında ödenecek tazminat 310 Bin Lira adalet bunun neresinde?
Şirket araçlarında durum yürekler acısı araç parkımda bir aracıma hasar aldığımda tüm araçlarımın hasarsızlık indirimini etkiliyor. Satsam da kurtulamıyorum. Vay sen bir kere hasar aldın ömür boyu yasaklısın sabıka kaydı gibi!
Bir aracımın şoförü sürekli kaza yapıyorsa aynı araca birden fazla hasar bedeli ödendiyse o aracın poliçe bedeli yükselsin buna itirazımız yok. Araç parkımdaki diğer araçlarımı neden etkilesin.
Ben işletme sorumluluğu gereği bir şoför sürekli kaza yapıyorsa ben zaten işten çıkarıyorum.
Aracı satsam bile plaka motor şasi no üzerinden hasarsızlık indirimi yapılmıyor bu araca ekonomik ömrü tamamlanıncaya kadar sürüyor. Aracı yeni alanın günahı ne? Böyle saçmalık olmaz!
Birde kaza sonucunda vefat halinde poliçe üzerinde yazılı olan tazminat miktarının tamamını bu vefat edenin birinci derece yakınlarına ödememek için aktüer hesaplama yapıyorsunuz ve olmadı mahkeme bilirkişi mahkemenin takdir hakkı, buna da rıza göstermiyorsunuz.
Soruyorum poliçede yazılı tazminat miktarının tamamını alan kaç mağdur ve yakını var bunların sayısı ve oranı nedir?
Bir dönem mazeretleri; Maddi hasarlı kazalarda kaza tespit tutanakları kazaya karışan kişiler arasında düzenleniyor 2 kişi aralarında anlaşıyor kaza olmadığı halde tamirciyle anlaşıp kaza yapmış gibi tutanak düzenleyip sigorta şirketlerinde hak etmedikleri paraları alıyorlar diyorlardı.
Bu ahlaki ve adli bir sorundur, hırsızlığın bir başka yöntemidir, Caydırıcı cezalar ve önlemler ve tedbirlerle engellenebilir veya kısmen azaltılabilir.
Bir sonraki sızlanmaları efendim kaza sonrasında kazazede özel hastanelere gidiyor çok yüksek miktarda tedavi faturaları geliyor ödeyemiyoruz, ödemiyoruz, mahkemeye başvuruluyor, mahkeme sonucunda yasal faizleriyle daha fazla tedavi masrafı ödüyoruz.
Şeriatın kestiği parmak acımaz, hüküm neyse uyacaksınız.
Devlet bu tartışmalara da son noktayı koydu!
Bilindiği üzere, 25/02/2011 tarihli ve 27857 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren, 6111 sayılı Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması ile Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ve Diğer Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanunun 59’uncu maddesi ile; 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun yeniden düzenlenen 98’inci maddesinde; “Trafik kazaları sebebiyle üniversitelere bağlı hastaneler ve diğer bütün resmî ve özel sağlık kurum ve kuruluşlarının sundukları sağlık hizmet bedelleri, kazazedenin sosyal güvencesi olup olmadığına bakılmaksızın Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından karşılanır.” ifadesine yer verilmiş yine aynı Kanunun Geçici 1’inci maddesinde; “Bu Kanunun yayımlandığı tarihten önce meydana gelen trafik kazaları nedeniyle sunulan sağlık hizmet bedelleri Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından karşılanır.” şeklinde düzenleme yapılmıştır.
Bu sorunu da, devlet çözdü, poliçe bedelinin yüzde 10’u Sosyal Güvenlik Kurumuna ödenmesi zorunluluğu getirdi, çok da iyi oldu.
Devlet çok doğru bir kararla sigorta şirketlerinin ve vatandaşın mağduriyetini bir dereceye kadar önlemiştir.
SGK na ödenen %10 pay ve Sigorta güvence hesabına aktarılan %15 payı aracına sigorta yaptıranlar ödüyor. Sigorta şirketi kendi kesesinden bir kuruş koymuyor. Kendi paramla ayrıca sosyal güvenliğim olduğu halde poliçeden ayrıca para ödüyorum.
Trafik Sigortası Güvence hesabı;
İşletenlerin trafik sigortasını yaptırmamaları halinde, kişiye gelen bedeni zararların;
5684 Sayılı Sigortacılık Kanununun 14 üncü madde gereği kurulmuş olan Güvence Hesabı’ndan karşılanacağı hükme bağlanmıştır. Kişiye gelen zarar bedeni zararlar
yaralanma, sakatlık ve ölüm olarak tanımlanmıştır.
Yapılan düzenlemeye göre, trafik kazası geçiren kişilerin yolcu veya sürücü, kusurlu veya kusursuz, sosyal güvencesi olup olmadığına bakılmaksızın kazadan kaynaklanan tedavi hizmet bedellerinin tamamının SGK tarafından karşılanacağı hüküm altına alınmıştır.
SGK yapacağı bu ödemeler için, trafik kazalarına sağlık teminatı sağlayan zorunlu sigortalar üzerinden sigorta şirketlerince yazılan primlerin %15’ini aşmamak üzere münhasıran tedavi giderleri teminatı karşılığı olarak Hazine Müsteşarlığınca maktu veya nispi olarak belirlenecek tutarların tamamını
sigorta şirketlerinden ve 5684 sayılı Kanunun 14 üncü maddesinde belirlenen durumlar için de
Güvence Hesabından katkı payı alması kararlaştırılmıştır.
Daha önce de yazdım, olacakları tekrar söyleyeyim:
Trafik sigorta poliçe bedelleri bu kadar yüksek olduğu tüm kesimlerce ifade edilmesine rağmen poliçe fiyatları düşürülmediği takdirde sigortasız araç sayısı süratle artacaktır.
Buna bağlı olarak sigorta şirketleri nin gelirleri azalacağından
Güvence hesabı havuzu batacak, para ödeyemez duruma gelecek.
Trafik sigortası yapan şirketler zor durumda kalacak şirket iflasları yaşanabilir.
Son günlerde kamuoyunda trafik sigorta primleriyle yüksekliğiyle ilgili açıklamalar yapılıyor.
Maliye Bakanı Sayın Mehmet ŞİMŞEK ve TESK Genel Başkanı Pendevi PALANDÖKEN Trafik ve Kasko poliçelerinin birleştirilmesinden söz ediyorlar.
Son derece yanlış bir uygulama olur araç sahibine zorunlu ek bir maliyet getirir. Sorunları arttırır.
Trafik sigortalarınıİstismara açık hale getirirsiniz. Zorunlu olmayan, isteğe bağlı olan Kasko gibi bir riskli sigortayı neden zorunlu hale getiriyorsunuz ki? Ben trafik sigortasını ödemekte zorlanıyorum.
Kasko sigortası aracı yeni aldığımda borcu bitene kadar yaptırdım. Maddi olarak bu parayı ödeyemiyorum zorunlu olunca nasıl ödeyeceğim veya vatandaş nasıl ödeyecek.
Nusret ERTÜRK