Firma sahipleri ortak akılda buluşmalı
Siz bu satırları okuduğunuzda, FETÖ (Fetullahçı Terör Örgütü) tarafından ön yargılı şekilde mağdur edilen Metro Holding Onursal Başkanı Sayın Galip Öztürk, iki yıl aradan sonra ülkemize dönmüş olacak. Sayın Öztürk’ün dönüşü hem sektörümüzde hem de Metro Holding’de çok farklı gelişmelere sahne olacaktır. Özellikle sektörün sıkıntılı olduğu bu süreçte, Sayın Öztürk’ün lider kişiliğiyle sorunlara çözüm arayışında çok önemli katkılar sağlayacağına, destekler vereceğine inanıyoruz. Artık sektörde patronların masaya oturma zamanı gelmiştir. Bunun ilk adımını Sayın Galip Öztürk’ün atacağına ve ortak akıl kullanımının kaçınılmaz olduğuna inanıyorum, o da vurgulayacaktır. Metro Holding Onursal Başkanı Sayın Galip Öztürk’e, buradan hoş geldin diyorum.
TOSEV-IPRU toplantıları
Geçen hafta, iki gün üst üste TOSEV ve IPRU toplantıları yaptık. Özellikle TOSEV ile ilgili eylem zamanın geldiğine inanıyoruz. Sektörün böyle bir vakfa ihtiyacı vardı. Galip Öztürk böyle bir vakfın kurulmasına ön ayak oldu ve kurulmasını sağladı. Onun için Galip Bey’e teşekkür ediyoruz. O, tarlaya tohumu ekti… Artık bakıp büyütmek ve onun meyve verme vermesini sağlamak bizim yükümlülüğümüz ve işimiz. Bu anlamda, sektörün en temel ihtiyaçlarından biri eğitimdir. Ara elaman yetiştirmede, sürücülerimizin nitelikli hale gelmesinde mutlaka bizim ihtiyaçlarımızı karşılayacak şekilde farklı bir eğitim modeli ortaya koymamız lazım. Bu anlamda otobüs şoförlüğünü kaptanlığa döndürecek ve kaptan şeklinde otobüs şoförü yetiştirecek bir yapının oluşması gerekiyor. Bu da mevcut yüksekokulların temelsiz bir bina gibi havada kaldığını gösteriyor. Şoförlük mesleğini edinmek için başlangıç 14-15 yaşlarıdır.
Ulaştırma meslek okulları
Kendini otobüs şoförlüğüne hazırlayacak insanların o yaştan sonra kaptanlık eğitimi alması lazım. Bu anlamda turizm ve ulaştırma sektörünü birbirinden ayırmak mümkün değil. Turizm ve ulaştırma meslek okullarının kurulması kaçınılmazdır. Bunlar aynı zamanda meslek yüksekokulunun temelini, tabanını oluşturacak kurumlardır. Bu anlamda, ben bir görev üstlendim, sorumluluk aldım. Milli Eğitim Bakanımıza; “Sektörümüzün ara elaman ihtiyacı var, kaptan yetiştirilmesi gerekiyor. Meslek okullarında o konuya eğilim kazanmış öğrencilerin yüksekokullara yönlendirilmesi ve daha nitelikli ulaşımcıların yetişmesi gerekiyor. Eğitim almış insanların ulusal ulaşım sisteminde rol alması sadece sektörlerimiz açısından değil ülkemiz ve ekonomimiz için çok önemlidir. Bunun için de mesleki sivil toplum örgütleri olarak üreticilerle birlikte meslek lisesi kurmak üzere olduğumuzu” yazdım. Milli Eğitim Bakanlığının müfredat çalışmasını başlatmasını istedim, bu konuda bizim de desteğe hazır olduğumuzu belirttim. Servis elamanı, bilet satış elamanı, kaptan, ara yönetici, hatta üst yöneticiler de yüksekokullara gidecekler. Dolayısıyla homojen bir şekilde aynı eğitimden geçmiş, yukarıya çıkıp üst eğitimi almış insanlarla ara elamanların mükemmel bir uyumu sağlanacak.
Sektörün çıtası yükselecek
Sektörün çıtasının yükseltilmesi, bu anlamda, eğitimli insanlarla mümkündür. Müfredat hazırlığının yapılmasını, sektörümüz paydaşlarıyla bu okulların yapılmasına başlanması gerektiğini ifade ettim yazımda. İstanbul’dan başlanması gerektiğinin de altını çizdim, çünkü sektörümüzün merkezi İstanbul’dur. Milli Eğitim Bakanlığı bir adım atar ve yer tahsis ederse bu okulu yapmak için her türlü kaynağımız, yatırımcımız hazır, kısa sürede böyle bir okulu gerçekleştirebiliriz.
Ulaşım, hayatın temel ihtiyaçlarından biri ise bu alan eğitimsiz bırakılmamalı. Sonradan alınan ehliyetlerin ve eğitimin yetersizliği gün gibi aşikârdır. Milli Eğitim Bakanlığına, okul yerinin tahsis talebini yazılı olarak yaptık. Cevabını bekliyoruz, randevu da alıp talebimizi daha detaylı olarak yüz yüze dile getireceğiz.
Bir sonraki adım
Şu anda eğitim dışında kalmış olan elamanların da aynı anlayış planı ile sertifikalandırılabileceği bir ulaşım akademisini kurmamız gerekiyor. Hep birlikte oturup ulaşım akademilerini yaygınlaştırmamız lazım. Özellikle sürücü ve yer hizmet personelinin eğitim alarak daha verimli çalışma ortamlarının sunulması, doğru insanla sunulması da sektöre çıta atlatacaktır. Her coğrafyanın farklı ulaşım talebi var. Kafkaslar, Balkanlar, Ortadoğu’da ulaşım talepleri Batı Avrupa’dan farklı. Altyapı ve işletme anlayışları farklı. Sektörün sorunlarının çözümü için global bir bakış sergilenmesi lazım. IRU veya IPRU tarafından yerel ve bölgesel çalışmalar da yapılması lazım.
Temsil sorunu…
Sektörümüzün temsil sorunu olduğu gün gibi aşikâr. Demiryollarına ve havayollarına verilen desteklerin, imkanların hiçbirisi sektörümüze verilmiyor. Biz kendimizi anlatamıyoruz. Sektörümüzün ihtiyaç olduğuna ikna edemiyoruz. Oysa gerçekten ihtiyacız. Bunun aksini kimse iddia edemez. Uçaktan inen de, trenden inen de, vapurdan inen de otobüse biniyorsa, otobüsçüyü göz ardı etmenin kimseye fayda sağlamayacağını bilmemiz lazım. Sıkıntılarımızı çözmek için hep devletten beklemek yerine kendi yapacaklarımızı yapalım. Yapacaklarımızı planlayalım ve mevzuat düzenlemeleri talep edelim. Devlet çıkarıp bize para vermeyecek. Bu sektör en azından giderlerimizi kontrol altına alacak düzenlemeleri kendi içinde yapabilir. IPRU’da yaptığımız toplantıda; Türkiye, bu hizmeti ihraç kapsamında değerlendirilecek adımları TİM nezdinde attı. Ciddi yaklaşım olarak değerlendirildi.
Ortak akıl
Yurtdışına açılmak isteyen firmaların önündeki engellerin kaldırılması lazım. Türkiye’nin, filo büyüklüğünü de göz önüne alarak, elindeki araçların ihraç edilmesi gerekiyor. IPRU’nun çalışmalarından bir tanesi de, araç üretmeyen ülkelerin taleplerinin Türkiye pazarından sağlanabilmesi üzerine…
Sektör yolun sonuna geldi
TOBB Sektör Meclisi ve federasyonlar, yeni ulaşım düzeni ve gelecekte neler olacağı üzerine çalışmalı… Biz, devletin otoyol ve köprülerinin ucuz olduğunu söylüyoruz. Devletin, kendisinin olmayan, özel şirketler tarafından yapılıp işletilenler pahalı. Bunlar hayatın acı gerçekleri. Siz hak aramasını bilmezseniz, lobi ve baskı grubu oluşturamazsınız, sizi de, sektörünüzü de yiyip yutarlar. Hep söylüyorum; sektörün, acente komisyonu kavramını yok edip hizmet payı alması lazım, insansız terminalleri geliştirmesi lazım. Artık kiosklarda bilet satılması lazım. Dört-beş patron bir masa etrafında sorunların hepsini kolayca çözebilir. Otobüslerden elde ettiğimiz ciroları çok kötü dağıtıyoruz. Sayın Galip Öztürk geliyor, onunla da bu konuları değerlendireceğiz ve firma sahiplerini ortak akılda buluşturmaya çalışacağız. ■
Kaynak.www.tasimadunyasi.com