Boşluk…
Bayrama girerken çok büyük bir acı yaşadık. Gerçekten tarifi mümkün olmayan bir acı. Ali Osman Ulusoy, Türkiye’de tanınmış, özellikle ulaştırma sektörü için de bir duayen. Adı duayendi zaten. Yaşayan bir duayen idi. Ancak Ali Osman Bey’i kaybettik. Ali Osman Bey, yapısı itibariyle denge unsuru olan bir insandı.
Her zaman bütünleştiren oldu
Hiçbir zaman cephe olmadı, her zaman birlikten beraberlikten yana tavır koydu. Taraf olmadı, bölen olmadı, hep bütünleştiren oldu. Bu yapısı ile her kesimden saygı gördü. Yani ulaştırma sektöründen, içinde bulunduğu sivil toplum örgütlerinden, son derece saygıdeğer bir insandı. Ali Osman Bey farklı bir Karadenizliydi. Gerçekten kibar bir insandı. Gittiği her yerde kabul gören, saygı gören, saygıdeğer bir insandı.
Dengeydi
Sektörümüzün içinde otobüsçü ile otomotivci arasındaki dengeleri kurma konusunda ciddi gayretleri oldu. Her zaman otobüsçüden yana tavır koydu. Üretici firmalar ile ilişkilerinde de bunu hep dile getirdi. Zaman zaman üretici firmalar kendisinin bu tavrından rahatsız olmuşlardır ama “tekerlek dönmezse fabrika da olmaz” mantığı ile her zaman otobüsçünün yanında oldu. Satış politikalarında da, işletme politikalarında da öyleydi. “Kazandır, kazan” anlayışını Türkiye’de uygulayan ender insanlardandı. Önce kazandırıp, kazanmayı hedefleyen bir insandı. Yazımın başlığını “Boşluk” olarak koydum, sektörde ciddi bir boşluk olacak. Trabzon’da da, Türkiye’de de büyük bir boşluk yaşanacak.
Cesur bir insandı
Ali Osman Ulusoy, pek bilinmez ama Türk-İran İş Konseyi Başkanı idi. Yaklaşık 30 yıldır, Türkiye-İran ilişkilerinin en gergin olduğu dönemlerde bile, tansiyonu düşürebiliyor ve farkında olunmadan ciddi katkılar sağlıyordu. İran’la uluslararası ticari ilişkilerimizde de, Amerika-İran ilişkilerinde İran’ın hakemliğini yapacak kadar bir denge insanıydı. Amerikalılara da “neden böyle yapıyorsunuz, siz bu hakkı neden kendinizde görebiliyorsunuz, İran’a neden böyle müdahale ediyorsunuz” diyebilecek kadar cesur bir insandı.
Doğu Karadeniz’in temsilcisiydi
Trabzon açısından bakıldığında da bir boşluk yaşanacak, çünkü Ali Osman Ulusoy, Trabzon’u tanıtan biriydi. Misafirperverliğini gösterdiği davetlerine on binlerce insan katılmıştır ve Ali Osman Ulusoy’un Trabzon’da, Doğu Karadeniz’de misafiri olmuştur. Sadece Trabzon’un değil Doğu Karadeniz’in bir temsilcisi, değerli bir insandı.
Gidenin ardından güzel sözler konuşulur. Ali Osman Ulusoy için, düşünüyorum da kötü ne söylenebilir, kötü söylenebilecek hiçbir şey yok. Gençlerle genç, çocuklarla çocuk olurdu. Genellikle gençlerle arkadaş olmaya çalışırdı. Kendi jenerasyonundaki arkadaşlarının çoğu ölmüş, yaşayanların da sağlığının kendisi kadar iyi olmaması veya iş dünyasından kopuk olmalarından dolayı hep genç insanlarla arkadaşlık yapardı. Evladının yaşındaki insanlar onun arkadaşı, dostuydu. Bunların çoğu ulaşımcıydı. Onlarla yer, içer dolaşırdı. Sağlığına son derece dikkat eden insandı.
Onun için bir destan yazılabilir
Ali Osman Bey, ticaretten çok sosyal yönü ağır olan bir insandı. Hayatının hiçbir döneminde agresif ticaret yapmamıştır. Ali Osman Bey’i böyle bir köşe yazısı anlatamaz, onun için bir destan, bir kitap, bir roman yazılabilir. Türkiye’de, hakikaten bu tür insanların sayısı yok denecek kadar azaldı. Ben, ailesine her türlü desteği vermeye hazırım. Ali Osman Ulusoy’u bir kitapla kalıcı hale dönüştürülmemiz lazım. Aynı şeyi Saffet Ulusoy için de söylemek isterim. Gerçi kendisi bir kitap yazdı, ama Saffet Ulusoy da bir kitap olmalı. Ulusoy ismi Türkiye’de akla gelen ilk isimlerden bir tanesi ise, bu eseri yaratanların mutlaka anılması lazım. Mutlaka kitaplaştırılması lazım, gelecek nesillere tecrübe olarak aktarılması lazım. Cumhuriyet dönemi, cumhuriyet kazanımları süreci deyince Ulusoy’un katkıları, sektörün bugün geldiği nokta, ailenin bu tanımlamadaki aktif rolü nedir ne değildir, bunun dile getirilmesi gerekiyor. Ulaşım sektöründe ticaretin şekillenmesinde Ulusoy ailesi çok büyük rol oynadı. Ali Osman Ulusoy en büyük abi olarak burada kendisine düşen görevi yerine getirdi.
Siyasi otorite ile iyi ilişkiler kurdu
Ali Osman Ulusoy, 90 yıllık Türkiye tarihinde her dönemde siyasi ilişkileri kotarmış, sivil toplum örgütlerinin, iş dünyasının siyaset üzerindeki kabul edilebilirliğini ortaya koymuş insanlardan biriydi. Menderes’ten başlayıp uzun yıllar hükümetlerle işbirliği içinde olmuş, Türkiye’nin ulaştırma politikalarına etki etmiş, her siyasi süreçte gayet güzel ilişkiler kurmuş. Sağlıklı düşünebilen, soğukkanlı bir insan olarak yaşadı. Ali Osman Bey, ticaretin ötesinde sivil toplum örgütlerinin gerekliliğine inanan bir insandı. Bunun içindir ki, Türk-İran İş Konseyi’nde, TOBB’da, Trabzon Ticaret Odası’nda başkanlık yaptı, Trabzonspor gibi bir kulübe Birinci Lige çıkarken başkanlık yaptı.
Türkiye’nin kalkınması önceliğiydi
Ali Osman Ulusoy, Türkiye’nin kalkınması, gelişmesi konusunu öncelik haline getirmiş bir insandı. Trabzon’da dört tören yapıldı, her tören on binlerce katılımla gerçekleşti. Türkiye’nin her yerinden Ali Osman Bey’in cenazesine gelerek bizlerin acımızı paylaşan bütün otomotiv endüstrisinin yöneticilerine teşekkür ediyorum.
Sektöre hakemlik yapardı
Zaman zaman kendi ticaretini ihmal edip -bizim mesleki kuruluşumuzun gelmesi gereken nokta konusunda- kendi aramızdaki kavgalarımızda hakem rolü oynamıştır. Özellikle sivil toplum örgütlerinin birbiri ile savaşmaması konusunda, birbiri ile barışmaları, özveri ile hareket etmeleri, ayrı düşüncelerin olabileceği ama bunun kavgaya dönüşmemesi gereği konusunda bize kılavuzluk, rehberlik yapmıştır.
Türkiye bir hafızasını kaybetti
Trabzon’da büyük bir boşluk doğacak. Türkiye çok büyük bir değerini kaybetti. Bu tür insanlar Türkiye’nin tecrübeleri, Türkiye’nin hafızalarıdır. Otomotiv de önemli bir hafızasını yitirdi. O geleneksel yapıdan, bugünkü yapıya geçiş sürecini yaşamış ve şekillendirmiş bir insandı. Onun için Trabzon’un kaybı büyük. Ali Osman Bey gibi bir insan daha çıkmaz.
Bireysel otobüsçünün destekçisi
Bireysel otobüsçünün en büyük destekçisiydi. Otobüsçüye ‘yok’ demeyi bilmeyen bir kişiydi. Belgesiz ve teminatsız otobüs satan tek bayiydi. Söze güvenen bir insandı; o jenerasyondan geldiği için ağızdan çıkan sözü namus kabul eden bir anlayışın son temsilcilerinden biriydi.
Hep fedakarlık yaptı
Ali Osman Bey, Ulusoy ailesi içinde de taraf olmamaya, kardeşler arasındaki çatışmalara taraf olmamaya çaba harcamıştır. Hep ‘abi, baba yarısıdır’ mantığıyla bir baba gibi hareket etmiştir. Kavgaya girmemiştir, hep içine atmıştır, kenara çekilmiştir. Hep fedakarlık yapmıştır, özveride bulunmuştur. Birlikte işletmecilik yaptık. Ben, kendisi ile, yıllardır icra komiteleri, icra kurulu başkanı, bölgeler arası icra kurulu başkanı olarak emrinde çalıştım. Hep hoşgörülü, hep sevgiyle davranırdı.
Ben değil, biz anlayışı
Ben değil biz anlayışı ile hareket etmiş ve sektörlere zarar gelmemesi için fedakarlığın gereğine inanan bir insan olarak çok özverili olmuştur her zaman. Sektörün menfaatlerini önde tutmak için kardeşlerine bile taraf olmamıştır. Kazanan tarafı alkışlar, kaybeden tarafı da teselli etmesini bilirdi. Taşımacılık sektörü çok değerli bir insanını kaybetti. Türkiye çok değerli bir insanını kaybetti. Ali Osman Ulusoy bizim işimizin yarısı idi. Bizimle otobüs işletmesinin sürdürülmesinde, yürütülmesinde hiçbir zaman agresif tavır almamıştır. Hiçbir zaman ‘ben’ dememiştir, ‘biz’ demiştir. Fedakarlık gerektiğinde, aile içinde fedakarlıkları hep kendisinin üstlendiğinin tanığıyım. Hayatı hep sürdürülebilir kılmaya çalışan bir insan olarak zarar etmiş, otobüs satarak telafi etme yoluna gitmiştir.
Ali Osman Abi, babamın da çok yakın dostu idi. Ben kendisinin hayranlarından biri idim. Duruşu, yürüyüşü, davranışı, yemesi içmesi ve hoşgörüsü ile saygıdeğer bir insanı kaybettik, acımız büyük.
Mercedes: Bizim için yürüyen tecrübeydi
Ali Osman Ulusoy hakikaten boşluğu doldurulamayacak bir insan. Trabzon Havalimanı’nda Mercedes’in tüm üst düzey yetkilileri ile iki saat boyunca bir arada olduk. Onlar da aynı şeyi söylediler… Onlarda da aynı acıyı, aynı boşluğu hissettim. Kendileri de bunu ifade ettiler.
Bu yüzden de yazıma “Boşluk” başlığını koydum. Ali Osman Ulusoy çok derin bir boşluk bırakacak. Bu, doldurulması mümkün olmayan bir boşluk olacak. Sayın Süer Sülün’ün bana ifade ettiği, “Mercedes’te arkadaşlarıma fabrikadan içeri girdiği andan itibaren Ali Osman Ulusoy’u izleyin, ne istiyorsa yapın, o yürüyen bir tecrübedir, onu mutlaka dinleyin” sözü sektörün nabzını bize en objektif yansıtan insanın Ali Osman Ulusoy olduğunu çok iyi gösteriyor. Onun söylediklerine hepimiz değer verdik. O hiçbir zaman patron edası ile değil bir büyük bir baba bir duayen gibi davranmaya özen göstermiştir. Ali Osman Ulusoy hepimiz için saygıdeğerdir.
Ali Osman Ulusoy ölmedi
Ali Osman Bey beklemediğimiz bir zamanda aramızdan ayrıldı. Ben, ‘öldü’ demiyorum, o içimizde yaşıyor. Onu aramızda ismi ile cismi ile sohbetlerimizde yaşatacağız. Ben sevenlerine, onu seven herkese başsağlığı diliyorum, bu başsağlığı bizim değil hepimizindir, herkesindir. Ali Osman Ulusoy’u yaptıkları ile yaşatacağız, sohbetlerimizle yaşatacağız. O yaşatılmaya değerli bir insandı.