Bolu Tüneline Dikkat!
Bayramda üzücü bir kaza yaşadık. Önümüzde de Kurban Bayramı var. Benim başında bulunduğum şirketin yaşadığı bir kaza var. Kazalar maalesef kader, kaçınılmaz bunlardan, olmaması için hepimiz gereklerini yapıyoruz.
Şirketlerimizin tabii ki insan taşımanın sorumluluk bilinci ile hareket etmesi gerekiyor. Biz, şirketimizde yeni bir eğitim hamlesi başlatıyoruz. Bütün sürücülerimizi ileri sürüş teknikleri eğitimi dahil olmak üzere, sağlık taramasından da geçirip bütün çalışmaları akıllı sistemlerle kontrol altında tutacağız. Araçların sürati ve takograflar incelenecek.
Kara nokta…
Sürücülerimizin kaza yapmaması için tüm önlemleri alacağız, almalıyız. Ama bu yeterli mi? Değil. Bolu Dağı Tüneli’nin ağzında bu yaşanan kaçıncı kazadır bilinmiyor. Geçen sene de 3 ölümlü bir otobüs kazası yaşanmıştı. Bu kazalar, biraz da kara nokta niteliği taşıyan noktalarda oluyor. Bolu Dağı Tüneli’nin ağzında viraj olmaz, bu virajın bir tarafı güneşli ve zemini kuru, bir tarafı ıslak zemin olursa burada kaza kaçınılmaz. Biz, sürücülerimize trafik kurallarına uymaları için eğitim veriyoruz ama uymayanlar oradan hızlı geçebiliyorlar… O zaman, tünelin kuru tarafından ıslak tarafına geçerken; bir de ucunda viraj varsa araç kaçınılmaz bir şekilde kayıyor ve kazaya neden oluyor. Onun için tünel ağzının; bu tür kazaların yeniden yaşanmaması, canların kaybedilmemesi için tedavi edilmesi lazım. Karayolları Genel Müdürlüğünün, oraya gerekli hassasiyeti göstermesi, kaygan olmayan bir zemin yaratması gerekiyor.
Dönüş virajının mutlaka iyileştirilmesi, tünel içindeki sinyalizasyonların, hız kesicilerin ve tünelin ağzında uyarıcı bir şekilde tırtıllı bir zemin yaratarak yavaşlamalarını sağlayacak bir düzenin kurulması gerektiğini düşünüyorum. Biz kaza yapmamak için tüm önlemleri alıyoruz, ama kazalar maalesef yaşanıyor… Dünyada da böyle, Türkiye de böyle… Bugün var, yarın da olacak… Bunları en aza indirmek hepimizin görevi.
Ulusal medya daha sorumlu davranmalı
Bununla birlikte, yaşanan kazaların ardından, ulusal medyayı daha bilinçli, daha sorumlu haber yapmaya davet ediyoruz. Kemersiz otobüs gibi haberler yapıldı. Medyayı sorumluğa çağırıyorum. Yaptıkları haberlerin doğruluğuna önce kendileri inansınlar. Bugün kemeri olmayan bir otobüsün üretilmesi de mümkün değil, trafiğe de çıkması da mümkün değil.
Gazeteci dostlarımızdan, arkadaşlarımızdan lütfen daha muteber davranmalarını ve biraz daha gerçekçi yaklaşmalarını, önyargıları varsa onları bir tarafa bırakmalarını talep ediyorum. Sonuçta; insanız, yaşıyoruz, hizmet ediyoruz… Biz insan taşıyoruz; kemersiz bir otobüsün Türkiye’de yola çıkamayacağını sağır sultan bile bilir, ama bir gazetecinin bilmemesi bana göre bir hatadır.
Kemersiz otobüs ayrı bir şey, kemer takılmaması ayrı bir şeydir. Onun için medyadaki arkadaşlarımızı, dostlarımızı sorumluluğa davet ediyorum. Onlar haber ulaştırıyor, biz insanları ulaştırıyoruz. Biraz daha sorumlu davranmaları çok önemli. Önyargılı olmasınlar. Bayramda 88 kişi yaşamını yitirdi. Bunun 7’si bizim şirketimizin karıştığı kazada öldü. Diğer 81 kişinin sorumlusu kim? Onları da araştırsınlar. Daha objektif yaklaşsınlar. Bir kez daha bu konuda medyamızı sorumluluğa davet ediyorum.
Kaza yapana da ödül verilir
Sanki bir firmanın iki aracı birbirine çarpmış gibi bir haber yapmak gazetecilikten bihaber olmaktır, diye düşünüyorum. Biz ikinci şoförümüze, bir ödül verdik. Diğer arabanın yapmış olduğu kazadan dolayı kayganlaşmış zeminde, arabasını kontrollü bir şekilde sürerek çok daha fazla insanın ölümünü engellediği için ödüllendirdik arkadaşımızı. Hem para ödülü aldı hem plaketini verdik. Kaza yapan insana plaket verilir mi? Verilir. İşte, bu kazada, bu kadar dikkatli davranarak daha fazla insanın yaralanmasını veya ölümünü engellerseniz ödülü hak edersiniz. Biz de kaptanımızı, para ödülü ve bir plaketle onurlandırdık. Bunlar, artık bu sektörün teamülleri haline gelmeli.
Bizim üzerimize düşen…
Biz bu kazalardan kendi dersimizi çıkarıyoruz, medyamızın da çıkarması lazım. Sonuçta birçok medya mensubu da kendi otomobili ile yola çıkıp kaza yapabiliyor. İğneyi kendilerine batırmayanlar çuvaldızı başkasına batırmaz. Biz sorumluluklarımızı biliyoruz, şirketimiz bünyesinde yeni bir akademi kurup üretici firmalar ve sürücü eğitimi veren kuruluşlarla işbirliği yaparak sürücülerimizi ek lisansla lisanslandıracağız. Türkiye’de verilmeyen eğitimlerin daha fazlasını vererek, gerek doğrudan gerekse sanal eğitimlerle sürücülerimizi eğiteceğiz. Bunu kendi şirketimizin içinde uygulayacağız, Milli Eğitim Bakanlığı ve ilgili bakanlıklarla görüşeceğiz. Ulaştırma Bakanlığı ile de görüşerek SRC belgesinin altının doldurulmasını sağlayacağız. Sanal bir belge, sanal bir sertifika yerine gerçek bir sertifika programından gerçek bir sınavdan geçerek gerçek bir eğitim uygulamış olacağız. Herkesin bizi izlemeye devam etmesini istiyorum.
Arzumuz mağduriyetlerimizi sıfırlamak
Bu şirket Türkiye’de büyük şirkettir, en çok yola çıkan şirkettir… En çok sefer yapan, en çok yolcu taşıyan şirkettir; dolayısıyla en çok kazaya karışma oranı da istatistiki olarak makuldür… Doğrudur, ölçülebilirdir. Biz hiç kaza yapmayalım diye yola çıkıyoruz… Sonuçta kazalardan en çok mağdur taraf, otobüs şirketleridir. Bu mağduriyetlerimizi sıfırlamak arzusundayız. Bunun için de Metro Akademi olarak biz, sanal eğitim sistemimizi oluşturup bütün çalışanlarımıza, Milli Eğitim Bakanlığı başta olmak üzere ilgili bakanlıklardan sertifika programları uygulayacağız. Bu güne kadar yaşanan kazalardan hepsinden bir sentez, analiz yapıp bir doğru yol bulacağımıza inanıyorum.
Bu vesileyle, herkesin geçmiş bayramını kutluyorum ve iyi haftalar diliyorum. ■