Bir an evvel e-bilet’e geçmeliyiz
Bakkalda, kasapta ve manavda otobüs biletinin satılmasıyla ilgili geçen haftaki yazımın Ulaştırma Bakanlığı yetkilileri tarafından okunup değerlendirilmesi, bizim açımızdan olumlu bir gelişme. Telefonla görüştüğüm bakanlık yetkilileri, acenta konusunda verilmiş olan hakların korunması gerektiği konusunda bizimle hemfikir.
Telefonda; acentaya tanım getirilmesi, otobüs biletlerinin sokağa dökülmemesi, eksik ve yanlış bilgi verilerek bilet satılmaması gerektiğinin altını çizdim. Ayrıca sektörde kayıt dışılığı önlemek, diğer taraftan sektörü daha kurumsal bir yapıya ulaştırmak için e-biletin hızla hayata geçirilmesi gerektiğini söyledim. Bakanlık yetkilileri de bunun doğru olduğunu; ama bizim de bir çalışma yürütmemiz gerektiğini ifade etti.
Evet; kesinlikle bir an evvel e-bilet’e geçmek zorundayız. Bu konuda yazılımcı firmalarla birlikte en az iki port oluşturup, sektörü bunun içine çekmemiz gerekiyor. Biletlerin portal üzerinden satılması şart; yoksa bakkalın, kasabın bilet sattığı döneme geliyoruz.
Bu durum, kurumsal kimliği lekeler ve kaos ortamı oluşturur. Yazılımcı firma ve otobüs firmalarını da dikkate alarak, federasyonlarımızın ve vakıfların içinde olduğu yeni bir yapının oluşması gerekiyor. Bizim de akademik destek alarak, Maliye Bakanlığı, Ulaştırma Bakanlığı ve diğer mevzuatlarla çelişmeyen sanal bilet satışını mümkün kılacak bir proje yapmamız lâzım. Şekillendirmeyi de Odalar Birliği ile yapabiliriz.
Biletlerin işportaya düşmemesi lâzım; işportaya düşünce, özellikle yaz aylarında müşteri hakları ve insan haklarına aykırı bir sürü nokta oluşturur. Bu da sektörümüze itibar kaybettirir. Daha güvenli, daha kurumsal bilet satmanın yolu da sanal dünyayı doğru algılayıp, otobüs biletlerini satmayı sağlayacak bir mekanizmadır.
Acentalara ödemek zorunda olduğumuz komisyonların artık düşmesi lâzım.
Otobüs şirketlerinin, otobüsçülere uyguladığı komisyonlar ağır bir yük oluşturuyor; ama tabii otobüs firmaları da yaşayabilecek durumda değil.
Bir taraftan servis, bir taraftan yaygın acenta hizmetleriyle maliyetler artıyor. Acenta, servis, ikram, mazot, personel giderlerini saydığımızda otobüsçü zarar ediyor.
Neticede Türkiye otobüsçülüğü, zorlamayla değil ama mutlaka bir evrim geçirecek. Bu evrim, düzenli bir şekilde ve akıllıca yapılmalı. Bunu hep söylüyoruz; beceremiyoruz… Ama artık ortak akıl, bunu gerektiriyor. Aksi taktirde kimsenin yaşayamadığı, kimsenin mutlu olmadığı ve giderek kendi kaynaklarını tüketen bir sektör olmaktan öteye geçemeyeceğiz. O yüzden portal önemli bir adımdır.
Ardından servis hizmetlerinin yapılandırılması gerekiyor.
Birileri işsiz kalacak diye kaygılanıp düzenleme yapılmazsa, yarın öbür gün bunun bedelini çok daha ağır bir şekilde ülke olarak öderiz, millet olarak öderiz, yolcu olarak öderiz; ama mutlaka bunun cezasını öderiz.
Bu anlamda portalların oluşturulması ve ulusal anlamda bunların tanıtılması, bankalar sisteminin içine girmesi; iletişim operatörlerinin, federasyonlarımızın da içinde olduğu yeni bir satış düzeninin sektöre getirilmesi gerekiyor.
Eğer bunları bir araya getirirsek, komisyon miktarları düşer otobüsçünün yükü hafifler.
Bu arada toplu taşıma anlayışından hareketle ÖTV ve KDV’nin de mutlaka düşürülmesi gerekiyor.
Konsey ve federasyon olarak bundan sonra bu konuların üstünde duracak, hızlı bir şekilde çalışamalarımızı tamamlayıp üniversitelerden, Odalar Birliği’nden destek alarak, bakanlıkların ve komisyonların önüne koyacağız.
Eğer bunu başaramazsak, otobüsçü yok olmaya doğru gider.